TÜRKİYE'DE HEMŞİRELİK ve HEMŞİRELİK EĞİTİMİ TARİHİ
Hemşireler günü; Florence Nightingale'in doğum günü olan 12 Mayıs, 1954 yılından bu yana tüm dünyada, ülkemizde ise 1964 yılında kutlanmaya başlamıştır.Hemşireliğin tarihi, kadının şifa verici rolü ile başlar. Ancak modern anlamdaki hemşireliğin Kırım Savaşı (1854 - 1856) sırasında, Florence Nightingale (1820-1910) ile başladığı kabul edilmektedir.Türkiye, Kırım Savaşı sırasında dünyaca ünlü bir hemşire liderin Üsküdar Selimiye Kışlasında verdiği hizmetlerle, hemşirelik mesleğinin doğuşuna tanık olmuş bir ülkedir.
Türk Hemşireler Derneği (THD), 1954 yılında Florence Nightingale'in Kırım Savaşında verdiği hizmetleri değerlendirmek ve yaşatmak amacıyla Selimiye Kışlasının kuzeybatı kulesindeki odayı müze olarak düzenlemiştir. Florence Nightingale insan hakları hareketinin öncülerindendir. Ona göre yaratıcı gücü olan insan, kaderini değiştirebilir ve geleceğine biçim verebilir.
"Daha yaşanılası bir dünya, böyle bir dünya bize bağışlanmayacak, o halde hiç duraksamadan bu dünyayı oluşturmaya çabalayalım”"Yaşama uyum yapmak yerine onu değiştirmeliyiz" Sözleri Florence Nightingale’in reformcu yapısının ifadesidir.Türkiyemiz’de;
1911 yılında gönüllü hasta bakıcı kursu açılmış ve ilk formal hemşirelik eğitimine başlanmıştır. 6 ay süren kurs sonunda sertifika alan Müslüman Türk kadınlarının ilk defa Balkan Savaşı (1912) ve Çanakkale Savaşı (1915 - 1916) sırasında hasta bakımına katılmaları mümkün olmuştur
Türkiye'de modern hemşireliğin kurucusu olan Dr. Besim Ömer (Akalın) Paşa (1862-1940), 1907'de Londra'da toplanan Uluslararası Kızılhaç Konferansına Osmanlı delegesi olarak katılmış ve toplantının şeref konuğu olan Florence Nightingale ile tanışmıştır.Hemşirelik Eğitimi Programları Diploma Programları
Yurdumuzda ilk defa 1920 yılında, Amiral Bristol Hastanesine bağlı hemşire okulu açılmıştır. Eğitim süresi başlangıçta 2 yıl 6 ay iken, daha sonra 3 yıla ve 1957 de 4 yıla çıkarılarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanarak meslek lisesi denkliği kazanmıştır.
Cumhuriyet Döneminde açılan ilk hemşire okulu, Kızılay Hemşire Okulu'dur (21.2.1925). Eğitim süresi iki yıl üç ay olan bu okula kabul şartları, okur-yazar, iyi ahlak sahibi ve vücutça sağlam olmaktı. 1936 yılında bu okula, ortaokul mezunları alınmaya başlandı, eğitim süresi üç yıla, 1958'de dört yıla çıkarıldı.
1946 yılında Sağlık Sosyal Yardım Bakanlığı, bünyesindeki yataklı tedavi kurumlarının ihtiyacını karşılamak üzere Sağlık Meslek Liseleri (SML) açılmıştır.
Ortaokul mezunlarını alan bu okulların eğitim süresi 1958 yılına kadar 3 yıl, 1958'den sonra 4 yıl olmuştur. 1988 - 1991 yılları arasında SML 300'lü sayılara ulaşmıştır.
1957 yılında 18-30 yaş arasındaki bayanlara bir buçuk yıl kuramsal ve uygulamalı eğitim veren "hemşire yardımcısı" kursları açılmış.
1967 yılında bu kurslar kapatılmıştır.Eğitim alanındaki gelişmeler devam ederken, bakanlık yapısında da bazı değişiklikler yapılmıştır.
1957 yılında Sağlık Sosyal ve Yardım Bakanlığı (S.S.Y.B.) bünyesinde hemşirelik eğitimi v.b. konuları görüşmek üzere Hemşirelik İstişari Konseyi kurulmuştur.
Üniversite Düzeyindeki Programlar Lisans Programları
• 1955 yılında, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, ülkemizde üniversite düzeyinde açılan ilk yüksekokuldur.
• Bu okul, Avrupa'da da üniversite düzeyinde açılan ilk hemşirelik okuludur.
• Daha sonra 1965 yılında İngiltere’de üniversite düzeyinde ilk hemşirelik okulu açılmıştır .
• Ege Üniversitesi’nde açılan HYO'nu.
• 1961 yılında Ankara'da Hacettepe HYO,
• İstanbul'da Florence Nightingale HYO izlemiştir.Bu okulların hemşirelik eğitiminin ve hemşirelik mesleğinin gelişmesine önemli katkıları olmuştur.
• 1982 yılında Atatürk ve Cumhuriyet Üniversiteleri HYO’ları açılmıştır.• 1985 yılında “Muvazzaf Askeri Yüksek Hemşire" yetiştirmek üzere Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) HYO’ları açılmıştır. Bu okulun varlığı hemşirelik için ayrı bir önem taşımaktadır.
• Daha sonraki yıllarda Marmara, Dokuz Eylül, Gazi Üniversiteleri HYO’ları açılmıştır.
Vakıf Üniversitelerinden
• Başkent, Fatih ve Haliç Üniversitelerin’de de HYO’ları bulunmaktadır.
• Hemşirelik Yüksekokullarına, lise ve sağlık meslek lisesi mezunları üniversite giriş sınavlarıyla (sayısal puanla) kabul edilmektedir.
• Eğitim süresi 4 yıl olup, mezunlarına “Hemşirelikte Lisans" diploması verilmektedir.Ön Lisans Programları
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları: 1985 yılında üniversitelerin bünyesinde yer alan ve eğitim süresi 2 yıl olan okullardı.
Açık Öğretim Fakültesi "Hemşirelik Ön lisans Programı":
• 1991 yılında Anadolu Üniversite’sinde SML'si mezunlarının devam edecekleri bir program olarak açılmıştı.
Sağlık Yüksekokulları (SYO)
• 1996 yılında bakanlar kurulu kararıyla (resmi gazete: 2.11.1996/22805), 79 SYO açılması kararlaştırılmış, Sağlık Bakanlığı ile YÖK arasında yapılan protokol ile sağlık meslek liseleri, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulları, Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi, hemşirelik, ebelik ve sağlık memurluğu programına öğrenci alınmasına son verilmiştir.
SYO’larına;• Lise ve SML'si mezunları, üniversite giriş sınavıyla (sayısal puanla) kabul edilir, eğitim süresi 4 yıldır.• Bu okulların hemşirelik, ebelik ve sağlık memurluğu bölümleri vardır. • SYO'larının açılmasıyla, farklı düzeylerdeki hemşirelik eğitimine son verilip, hemşirelik eğitiminin lisans düzeyine çıkarılması çok önemli bir gelişmedir.
Temel Eğitim Sonrası Programlar
Sağlık Eğitim Enstitüleri: • Tüm SML'si mezunlarına "toplum sağlığı, ana ve çocuk sağlığı ve medikal" bölümlerinde yüksek öğrenim yaptırmak üzere 1961 yılında Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsü açılmıştır. • Eğitim süresi 3 yıldır. Bu okul mezunlarına “Tıbbi Teknolog" ünvanı verilir.• SYO'larının açılmasıyla bu okullara öğrenci alınması sonlandırılmıştır. Sağlık Bakanlığı 1999-2000 öğretim yılında sağlık eğitim fakültesi olarak açtığı bu okulları da kapatmıştır. Şu anda öğrenci alınmamaktadır.
Yüksek Lisans ve Doktora Programları
• Ülkemizde ilk kez Hacettepe Üniversitesinde 1968 yılında hemşirelikte yüksek lisans ve 1972 yılında doktora programları açılmıştır. Yüksek lisans ve doktora programları hemşirelikte sekiz anabilim dalında yürütülmektedir.
• Bu tarihlerden itibaren meslekte bilim uzmanlığı (Msc) ve doktor (PhD) ünvanları verilmeye başlandı. İlk profesör ünvanını 1978’de Hacettepe HYO’dan Eren Kum hocamız almıştır.Doktora Programları
Hacettepe Üniversitesi ,Ege Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale, Marmara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi GATA Hemşirelik Yüksekokullarında yürütülmektedir.
Bugün Türkiye’de 13 hemşirelik yüksekokulu, 72 sağlık yüksekokulu bulunmaktadır.
2002 yılı verilerine göre hemşirelik yüksek okullarında 135 öğretim üyesi (yardımcı doçent, doçent ve profesör), toplam 3089 öğrenci bulunmaktadır.Son on yılda hemşirelik yüksekokullarından;
5605 lisans, 461 Yüksek Lisans (Msc),148 Doktora (PhD)
öğrencisi mezun olmuştur.
Sağlık yüksekokullarında ise,• 511 eğitimci (Msc, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi) ve 44 öğretim üyesi (yardımcı doçent, doçent ve profesör) görev yapmaktadır. • Bu okullarda toplam 15.428 öğrenci eğitim almaktadır
Yasal Düzenleme
• Günümüzde hemşirelik hizmetleri 1954 yılında çıkartılmış olan 6283 sayılı hemşirelik kanunuyla yürütülmektedir. Bu kanunda hemşirelik, lise düzeyinde bir eğitimle kazanılan, görevlerinde hekime bağımlı, kadın mesleği olarak tanımlanmaktadır. Bu yasa günümüz hemşirelik eğitim ve hizmetlerine yanıt verecek durumda değildir.
• 1992 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan sağlık reformu çalışmaları kapsamında hazırlanan “Hemşirelik ve Türk Hemşireleri Birliği kanun tasarısında" hemşireliğin dört yıllık lisans düzeyinde bir eğitimle kazanılan, özerk bir sağlık mesleği olarak tanımlanması, cinsiyet ayrımının kaldırılması, meslek odaları ve meslek birliği kurulması gündeme gelmiştir. Ancak bu taslak henüz yasalaşmamıştır.Meslek Örgütleri
• Ülkemizde ilk hemşirelik meslek örgütü "Türk Hastabakıcılar Cemiyeti” adı altında 23.8.1933'te gönüllü hemşireler tarafından kurulmuştur. Bu cemiyet 1943 tarihinde reorganize edilmiş, yönetimini okul mezunu hemşireler almış ve adı “Türk Hemşireler Derneği (THD)” olarak değişmiştir.
• THD, Uluslararası Hemşireler Birliğine (ICN) 1949 yılında aktif üye olarak kabul edilmiştir. ICN dünyadaki en eski meslek örgütlerinden biridir. 1899 yılında kurulan bu örgüte, 125 ülkenin ulusal hemşirelik dernekleri üyedir. ICN, uluslararası hemşireler gününde (IND) tartışılmak üzere her yıl bir konu belirler ve bu konunun tartışılmasına yönelik metin hazırlar ve üye olan tüm ulusal hemşirelik derneklerine yollar.
2005 yılı ICN teması• Nurses for Patient Safety: Targeting Counterfeit and Substandard Medicines• HASTANIN GÜVENLİĞİ İÇİN HEMŞİRELİK:
• Hedef uygunsuz ve standart dışı tedaviler
• Profesyonel hemşirelik felsefesini ve amacını oluşturmak üzere ICN tarafından meslek ilkeleri ve ahlak yasası hazırlanmıştır.
• 1999 yılında ICN'in kuruluşunun 100. Yılı Londra'da tüm dünyadan 4000 hemşirenin katılımıyla gerçekleşen konferansla kutlanmıştır.
Hizmet Sunumu Hemşirelik yeryüzünde hekimlikten sonra en eski sağlık mesleğidir. Hemşirelik işlevleri 4 ana başlık altında toplanmaktadır.
1-işlev; Koruyucu, geliştirici, tedavi edici ya da rehabilite edici amaçlarla bireye/ hastaya, aile ya da topluma hemşirelik bakımı hizmetlerinin götürüImesi ve bu hizmetin yönetimidir.
• 2- işlev; Hastalar ya da hizmet sunulanlar ile sağlık bakım personelinin eğitimidir.
• 3-işlev; Sağlık bakım ekibinin etkin bir üyesi olarak çalışmaktır.
• 4-işlev; Eleştirel düşünce ve araştırmalar yoluyla hemşirelik uygulamalarının geliştirilmesidir.
Hemşirelik İşlevlerinde Belirtildiği Gibi;
• Hemşirelik hizmeti hasta ya da sağlıklı; genç ya da yaşlı; zengin ya da yoksul tüm insanlara verilir ve insanların bulunduğu her ortamda (okul, ev, işyeri, hastane, müIteci kampı gibi) yer alır.
• Her ülkede hemşirelik iş gücünün büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturur, erkek hemşireler varsa da sayıları % 10'lar üzerinde değildir. Hemşirelik, her yerde öncelikle kadın mesleğidir.
• Toplumdaki cinsiyet ayrımı sağlık alanına büyük ölçüde girmiş ve özellikle hemşireliğin gelişimini son derece engellemiştir.
• Toplumda kadından erkeğe boyun eğme ve saygı beklenir ki bu beklenen hemşireliğe büyük ölçüde yansımıştır. İlim ve fen bilgilerini hem erkek hem de kadınlarımızın kazanmaları zorunludur (Ocak 1923).
Geçmişten günümüze hemşirelikle ilgili gelişmeleri değerlendirecek olursak
• XIX. Yüzyılın ikinci yansında modern hemşirelik anlayışının yaygınlaştığını,
• XX. Yüzyılın ise sosyal hareketlilik dönemi olduğunu ,
• XX Yüzyılın ikinci yarısından sonra mesleksel bilinçlenme hareketinin başladığını görüyoruz.
Bugün Türkiye’de yaklaşık 70.000 hemşire çalışmaktadır. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı hedeflerine göre ise, Devlet Planlama Teşkilatı 2005 yılı için ülkemizde olması gereken hemşire sayısı 212.000 olarak belirlemiştir.
Ülkemiz hemşirelik hizmet açığının giderilebilmesi için 142.000 hemşireye daha ihtiyaç vardır. Geçmişteki eğilimler göz önüne alındığında, 2013 yılı için tahmini hemşire ihtiyacı 139.643 olacağı saptanmıştır.
2005 yılında nüfus/hemşire oranı 630 olarak sabit tutulmuştur. Yani hemşire başına düşen nüfus 630’dur.Bu oran Avrupa ülkelerinde hemşire başına 300 olarak belirtilmektedir.
Türkiye’de Hemşirelerin Çalışma Koşulları;
• Vardiyalı sistem ile çalışmaktadırlar. Vardiya süreleri kurumdan kuruma farklılık gösterir. Her kurum sürelerini kendisi belirler. Vardiyalar 8 saat / 12 saat / 16 saat olabilir.
• Kamu kuruluşunda çalışan bir hemşire haftada en az 40 saat çalışmak zorundadır. Özel hastanelerde bu süre haftalık 60 saattir.
• Pek çok kurum bünyesinde sınırlı kapasiteye sahip lojman ve kreş bulundurmaktadır.
• Fazla mesai karşılığı ya ücret alınmakta ya da izin kullanılmaktadır.
• Bir vardiyada, bir hemşirenin bakım verdiği hasta sayısı birimlere göre değişmektedir. Yoğun bakımlarda 2 - 4 hasta, göz hastalıkları servisinde 20 - 30 hasta olabilmektedir.
• Yılda 20 ya da 30 gün yıllık izin kullanabilmektedirler.
• Hemşireler ortalama 550$ civarında maaş almaktadır.
• THD eski başkanı Mürşitpınar 3000 hemşire üzerinde yaptığı araştırmasında, hemşirelerin mesleklerinden memnun olma durumlarını araştırmıştır. Hemşirelerin %58’i mesleklerinden memnun olmadıklarını belirtmiştir. Memnun olmama nedeni olarak;
• Kadın olguların %40'ının eğitim düzeyi yükseldikçe hemşire olmayı istemedikleri görülmüştür.- Ücret yetersizliği ,
- Mesleki risklerin fazlalığı,
- Toplumun mesleğe yönelik olumsuz yaklaşımı,
- Yoğun çalışma temposu olduğunu saptamıştır.Şanlı, B.(1988)
Seçmeme nedeni olarak;
• %24'ü yorucu ve düzensiz çalışma saatlerini,
• %18'i toplumda değer verilmemesini,
• %18'i ise ekonomik kazancın düşük olmasını belirlemiştir (2).
Özhan'ın (1996) araştırmasında
• Kız öğrencilerin baba ve annelerinin eğitim düzeyi arttıkça hemşirelik mesleğine ilgilerinin azaldığı,
• Mesleğe ilgi duyan öğrencilerin %43.5'inin annelerinin ilkokul düzeyinde,
• Mesleğe ilgi duymayanların % 92.7'sinin babasının lisans düzeyinde eğitim görmüş oldukları saptanmıştır (14).
• Mesleğin toplum tarafından benimsenmesinde, verilen hizmetin kalitesi önemlidir. Hizmetin kalitesi, eğitimin kalitesinden ayrı düşünülemez.
• Bu nedenle mesleğin güçlendirilmesinde eğitimin nitelik ve düzeyinin yükseltilmesi önceliklidir.
• 16.6.2000'de WHO, Avrupa bakanlar düzeyinde Münih'de yapılan “Hemşirelik ve Ebelik Konferansı”ında alınan kararlar, hemşire ve ebelerin sağlık alanındaki sorumluluklarını tanımlama ve bu meslekleri güçlendirmek için yapılması gerekenleri belirleme yönünden çok önemlidir.
Bu Kararların Başlıcaları • Politikaların geliştirilmesi ve yürütülmesinin her safhasına hemşire ve ebelerin katılımının sağlanması.
• Özellikle işe alma politikalarında cinsiyet ve statü konularının ve tıp mesleklerinin baskılarının saptanması.
• Temel eğitim ve sürekli eğitimin geliştirilmesi.
• Daha iyi hasta bakımı için meslek içi işbirliği ve disiplinler arası çalışmayı sağlamak için mezuniyet öncesi ve sonrası programlarda hemşire ve doktorların birlikte öğrenmeleri için olanaklar yaratılması.
• Mesleki uygulama için bilgi tabanını geliştirmek amacıyla araştırmaların ve bilginin yayılmasının desteklenmesi.
• Aile merkezli toplum hemşireliği ve ebeliği programlarını ve hizmetlerini geliştirmek.
• Toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesinde hemşire ve ebelerin rollerinin arttırılması.
• Akademik çalışmalar gereği yapılan araştırmaların yanı sıra, hemşirelik alanında çeşitli projeler yürütülmekte, ulusal ve uluslararası kongreler düzenlenmekte yurt içi ve yurtdışı yayın sayısı artmaktadır.• Meslek örgütü THD'nin yanı sıra açılan hemşirelik özel dal dernekleri yaptıkları çalışma ve yayınlarla hemşirelik mesleğinin gelişimine katkıda bulunmaktadırlar.
HEMŞİRE LİDERLERİMİZİ SAYGIYLA ANIYORUM• Fatma Acar (halk sağlığı hemşiresi)• Safiye Hüseyin Elbi (gönüllü hemşire)• Fatma Bengisu• Rüçhan Tüzün• Hayrünisa Seden• Asuman Türer• Perihan Velioğlu ve niceleri
KAYNAKLAR
1. Atalay M. (1987). Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleğini İsteyerek ya da İstemeden Seçmelerinin Öğrencide Yarattığı Duygu ve Görüşlerle Öğretim Elemanlarının Mesleği Sevmede Katkılarının Belirlenmesi. I. Hemşirelik Simpozyumu Kitabı, ..........
2. Erdil F: Atatürk'ün Ölümünün 62.yılında Cumhuriyet Türkiye'sinde Bilimsel Gelişmeler Sempozyumu, 8-10 Kasım 2000,Ankara, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitüsü Yayını Ankara 2001.
3. Oktay S. ve Gürel J. (1987). Hemşirelik Okullarına Erkek Öğrenci Alınmasının Profesyonel Hemşirelik Uygulamaları için Önemi ve Gerekliliği. I. Hemşirelik Eğitimi Simpozyumu, 82-88.
4. Şentük S. (1983). Hemşirelik Tarihi. AR Basım Yayım ve Dağıtım A. Ş., İstanbul, 99-112
5.Velioğlu P.(1985). Hemşirelikte Bilimselleşmeye Doğru. Bozak Matbaası, İstanbul.
6...................S.S.Y.B. Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı, Türkiye Sağlık Personeli-1997,Ankara,1998.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder